İş Yerinde Asla ve Asla Kullanmayacağınız 10 İfade Daha
Yayınlanan: 2018-02-21Profesyonel iletişim, dikkatli bir dengeleme eylemi gibi hissedilebilir. En son iş jargonuna ayak uydurmak istiyorsunuz, ancak bu süreçte kimsenin ayağına basmak istemiyorsunuz.
Konuyla ilgili son yazımızda bazı eski terimleri ve klişeleri zaten ele aldık. Şimdi, gerçekte hangi mesajı gönderdiklerini düşünene kadar, zararsız ve hatta yararlı görünebilecek bazı ifadeler alıyoruz.
Düzenlemeniz (ve bir sonraki terfiniz) için işte asla kullanmamanız gereken on kelime ve kelime öbeği daha var.
1 "Bana bildirin"
Bu kapsamlı ifadeyi e-postalarınızın sonuna etiketlemek kolaydır, ancak eyleme dönüşmez. Sonuç almak istiyorsanız, biraz inisiyatif alın.
2 “Yorgun Görünüyorsun”
"Yorgun görünen" biri zaten biliyor - bunu belirtmenize gerek yok. Ve bu ifade "korkunç görünüyorsun" ile eş anlamlı olduğundan, olumlu bir yanıt beklemeyin.
Birinin yorgun göründüğünü fark ederseniz ve onun için gerçekten endişeleniyorsanız, beden için şu ifadelerden birini deneyin:
"Hey, bugün nasılsın?"
"Starbucks'ta kahve alıyorum, bir şey ister misin?"
"Bu projeye çok zaman ayırıyorsun. Sana yardım edebileceğim bir şey var mı?"
3 "Sadece"
Mesajınızın tonunu yumuşatmak için “sadece” kullanıyor olabilirsiniz, ancak söylediklerinizin özellikle önemli olmadığını iletebilir.
Kelime dağarcığınızdan “adil” kelimesini çıkarmak, eylemlerinize olan güveni ifade eder. Neye ihtiyacınız olduğunu biliyorsanız, devam edin ve isteyin.
4 “Düşünüyorum” / “Hissediyorum”
Güvenlik battaniyesini bırakmanın zamanı geldi. Bu niteleyici ifadeler güvende hissettirebilir, ancak güvenilirliğinizi baltalıyorlar. Sürekli olarak "bence" kelimesini kullanmak, fikirlerinize ve yeteneklerinize olan güven eksikliğini ifade eder. Bunun yerine, niteleyicileri bir kenara bırakın ve aşağıdaki gibi iddialı açıklamalar yapın:
“Tamamlanmış makalemi saat 17:00'ye kadar size ulaştırabilirim”
"Yeni kampanya için en iyi plan bu."
5 “Adil değil”
GIPHY aracılığıyla
Hepimiz adaletsizlik hissetmekten nefret ederiz, ancak zor koşullara nasıl tepki vereceğiniz sizin seçiminizdir.
Somurtmak yerine, bu hayal kırıklığını faydalı eylemlere kanalize edin. Sorunu çözmek için ne yapabilirsiniz? Davanızı tartışmak için duygulardan ziyade gerçekleri kullanın.
6 "OMG, Kevin'i duydun mu?"
GIPHY aracılığıyla
İç kepçeyi kim sevmez ki? (Özellikle Kevin hakkında.) Ama işyerinde dedikodu yapmak kötüdür ve kariyeriniz için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Havalandırma ihtiyacı hissediyorsanız, iş dışı bir arkadaşınızla kvechinginizi yapın. Biriyle bir anlaşmazlığınız varsa, doğrudan onunla konuşun veya uygunsa şirketinizin insan kaynakları departmanıyla konuşun.
7 “Deneyeceğim”
GIPHY aracılığıyla
Peki, istediğimi yapacak mısın yapmayacak mısın? Bu arsız ifadeyi kullanmak yerine, beklentileri net bir şekilde belirleyerek iş arkadaşlarınızın size olan güvenini artırın.
“Raporu bugün yazamayacağım ama yarın öğlene kadar sana verebilirim.”
"Bunu nasıl yapacağımı araştıracağım ve yardıma ihtiyacım olursa Kevin ile görüşeceğim."
8 “Benim suçum değil”
Hepimiz yetişkiniz. Kimin hatası olursa olsun, durumu profesyonelce anlatırsan daha çok saygı görürsün.
Kendi eylemlerinizin sorumluluğunu alın ve başkalarının hatalarını otobüsün altına atmadan açıklayın. Ve ekibinizin kontrolü dışında olan ve olmayan şeyler konusunda dürüst olun.
9 “Belki aptalca ama…”
Başkalarının eleştirisinden korkmak doğaldır, ancak bu niteleyiciyi kullanmak, hedef kitleniz ifadenizi kendileri için değerlendirme şansı bulamadan düşüncelerinize olumsuz bir mercek dayatır.
Kendinizi sabote etmek yerine, fikirlerinizi güvenle ifade etmeye çalışın.
"Bir sonraki projemiz için bir fikrim var. Genelde yaptığımızdan farklı ve bence bu bize bazı yeni sonuçlar verebilir.”
10 "Üzgünüm"
Yaptığınız bir hatanın sorumluluğunu kabul ettiğinizde elbette özür dileyin. Ama bu küçük kelimenin ne kadar acıklı bir şekilde aşırı kullanıldığını düşünmek için bir dakikanızı ayıralım.